About Me

Fotoğrafım
Anime bağımlısı, minecraft zararlısı gereksiz organizma...

Slightly Older MusingsAndRamblings

thumb2

Judas Gökhan Günceli

- - Serhat Gülaştı

Anne babalar... Çocuk yapmadan önce bu videoyu izleyip ona göre önlem alın.... Lütfen :( ...
Continue reading

thumb2

Yakuza Nedir?

- - Serhat Gülaştı

Bir arkadaş paylaşmış. Benimde ilgimi çekti, o yüzden aynen paylaşıyorum...
JAPON MAFYASI YAKUZA

Piramit şeklindeki örgütlenişi, alt üst ilişkisi, insanlara yaklaşımı, katı kuralları, devleti ve ülkesi her şeyden üstün tutuşu ve görüntüsü ile Yakuza, ender bir yapıya sahiptir. Siyah takım elbiseli, beyaz kravatlı, güneş gözlüklü, çoğu ustura traşlı, vücudu dövmeli, serçe parmağı kesik Japon mafyası, işleyiş tarzıyla, Rus ve İtalyan mafyalarını geride bırakır. 
Yakuza'nın, Japonya'da saklanma ya da yer altına çekilme gibi bir sorunu yoktur. Çünkü her zaman gözler önündedir, alkışlarla siyasal zemindedir, devletin içindedir, polisle kol koladır. Devlet görevlileriyle olan bu danışlıklı hareket tarzı, Japon mafyasına toplum düzenini koruma misyonu yüklemiştir. Suç unsurlarını asgariye indirip çözümü polise havale etmek de, en önemli işlevlerindendir. Tamamen geleneksel Japon anlayışı üzerine kurulmuş olan Yakuza, yaklaşık 20 bin kişilik ordusuyla, ülke genelini en ücra sokaklarına kadar kontrolü altında tutmasıyla meşhurdur. Üyelerini aşırı sağcı sokak gençlerinden de seçen Japon mafyası, büyük holdinglerden, köşe başlarındaki küçük iş yerlerine, partilerden karakollara kadar geniş bir yelpazede görülür.

En sert katı kurallarla donatılmış Japon mafyasının kendi arasında çelişki ya da çıkar hesaplaşmasına girdiği pek nadirdir; aksine son derece uyumlu bir çalışma tarzı vardır. Hangi üyenin hangi gruba bağlı olduğu, vücutlarına işlenmiş dövmelerle belirginleşmiştir, hangi mafya grubunun hangi alanı kontrolünde tutacağı da çok önceden beri netleştirilmiş, bölgeler paylaştırılmıştır. 

Kendi içinde hata yapan üyesinin küçük serçe parmağını keserek cezalandıran Yakuza, hataların çoğalması ile diğer parmakları da sırasıyla keser. Eğer hata affedilecek ölçüyü zorluyorsa direk polise teslim edilir, birkaç yıl cezaevine gönderilir, kendisini düzelterek gelmişse aynı grup içine terfi edilerek yeniden alınır. 

Çünkü Japon mafyası Yakuza üye olarak arasına aldığı kişilerin akıllı, uyumlu, kuralları bilen, Japonya'nın birliğine, aileye sadık ve yeri geldiğinde acımasız bir kişiliğe sahip olmasını ister. Genellikle devlete ait olmayan özel işyerlerini haraca bağlayan Yakuza, para toplama işini aksatmadan, periyodik olarak mükemmel bir şekilde organize eder. Japon mafyasının elde ettiği gelir, büyük holdinglerin ülke payına düşen kazancından daha da fazladır. Ekonomik işleyiş diğer bazı ülkelerin tersinedir. Mafya babasının elemanlarına para vermesi söz konusu değildir. Aksine üyeler dostlarını beslerler.Kaynakwh webhatti.com:

Daha önceleri topladığı "vergi"lerle ayakta duran ve insanlarda derin korkulara yol açan Japon mafyası Yakuza, son yıllarda uyuşturucu ve fuhuş sektörüne yönelince, eski popülaritesini kaybetmeye başladı. 
Tayland, Filipinler, Kore gibi bazı Güney Asya ve Kolombiya, Arjantin, Brezilya gibi Güney Amerika ülkelerinden getirilen kadınlar, Yakuza aracılığıyla, fuhuş merkezlerinde Japon erkeklerine bahisle sunularak, herkesin gözü önünde, izleyenlerin alkış temposuyla fuhuş gösterileri yapılır. Böylesi yerlere, Japon olmayan erkekleri almazlar. Japon kadınlarının girmesine izin verilmez. Bu sektörden korkunç gelir elde eden Yakuza'ya, polis hiç bir şekilde müdahale etmez.

Kirli işlerde yabancıları kullanmada uzman olan Japon mafyasının, özellikle buraya para kazanmak amacıyla gelen başta üçüncü dünya ülkeleri insanı olmak üzere, "gözü kara" kişileri seçmesi de diğer bir noktadır. Uyuşturucu trafiğinde Çin, İran, Pakistan gibi ülkelerin insanlarını taşeron olarak kullanan Yakuza, "vizesiz gençlerden seçtikleri kişileri", görevleri bitince paçavra gibi polise teslim eder ve yurtdışı edilmesini sağlar. Bu anlamda, Japonya'ya yıllar önce gelmiş olan başta İran'lılar ve Çinliler, bu ül***i ve insanlarını, yakından tanımak avantajını yakaladılar. Yakuza-polis ilişkisini çok iyi bir şekilde çözdüler. Çinliler, halen Yakuza ile iç içe olmayı sürdürürken, Japonlara göre sert yapıya sahip İranlılarla Yakuza üyeleri arasında daha önceleri yaşanan yeraltı hesaplaşmaları ise zaman zaman kanlı oldu. 
Japon mafyasının, toplum düzenini sağlayıp bir anlamda ön kontrolör görevini yapması ve bunu yürütürken polisle olan paralelliği ve danışıklığını söz konusudur. 
Ayrıca bu yapıdaki elemanların, son derece işlek olan tren istasyonları yakınında, elini ağzına götürüp sesler çıkararak işaretle uyuşturucu satmaları, her gün göz önünde yaşanan bir gerçektir. 

Japon organize suç örgütü olarak tarif edilse de aslında diğer suç örgütlerinden bir kaç açıdan çok farklı özelliklere sahip olan topluluktur. 
İlk olarak yer altında değil sokaklardadır. İkincisi de siyaset ve polis ile açık ilişki içerisindedir. 

Küçük mahalle derecesinde yaşamlarını sürdüren Japonlar, güvenlik teşkilatının da kurumsallaşmaması sebebiyle suça karşı toplumsal boyutta bir korumaya sahip değillerdir. Gündüzleri işlettikleri meyhane, bakkal, seyyar arabalı yemek dükkanlarını akşam olunca hırsızlık gibi suçlara karşı koruma, ertesi güne sağlam bir şekilde mallarını çıkarmak sorunu içindedir Japonlar. Çözüm olarak işsiz suça eğilimli gençlerden, mahalleyi bekleme, gireni çıkanı kollama, malları, dükkanları geceleri korumaları istenir ve bunun karşılığında belirli bir bedel ödenmesi teklif edilir. Mahallenin bıçkın delikanlıları bunu kabul ederler. 
Verilen bu göre fazlasıyla yerine getirilir ve bu oluşum gittikçe teşkilatlaşmaya baslar ve mahalleyi de asarak bulundukları bölgelerin koruma ve güvenliğini zorla ve bedel karşılığında ellerine geçirmeye başlarlar. Bu şekilde Yakuza denilen kurum oluşmaya baslar. Bu gelişmeler özellikle Meiji dönemine (1800”lerin ikinci yarısı) kadar bu şekilde sürer. Daha sonrasında ise batılılaşma hareketleri, gelişme, ikinci dünya savaşı sonrasında başlayan hızlı sanayileşme suresi ile birlikte bu oluşum kendini daha da farklı boyutlara (holdingler-siyasilerle ile ilişkiler boyutuna) taşır. 

İşte bu sebepledir ki, halen günümüzde organize Japon suç örgütü bu kadar bariz bir şekilde ortada gezebilmektedir. Çünkü bu örgütü temelde kuranlar yine bildiğimiz tarlada çalışan Japonlardır ve kendileri için kurmuşlardır.

Japon gece yaşantısı içerisinde olmazsa olmazlardan birisidir Japon organize suç örgütü. Bunun bir sebebi de, Japon polisinin - özellikle de karakol polislerinin- adres sorma ve yaşlılara yardim etmekten başka bir ise yaramamalarından kaynaklanmaktadır. tüm gece hayatini ayakta tutan da , göreceli olarak güvenliğini sağlayan da söz konusu Japon organize suç örgütüdür. Elbette ki bu yaptıkları görev karşılığında mekan sahiplerinden belirli bir bedel almaktadırlar bu isleri yani gece hayatini bizzat idare edenler söz konusu Japon organize suç örgütünün alt tayfasıdır. Bunlara Chinpira denilir. büyük babalar ortalarda gözükmez onlar genelde, diğer büyük grup (Kumi) babalarıyla vakit geçirirler.
Bu Japon organize suç örgütünün en kuvvetli olduğu yerler Japonya’nın güney batısı diyebileceğimiz(Hiroshima-Yamaguchi) Çin bölgesi’dir. 

20.000 küsur üyesi 600.000 yandaşı olduğu tahmin edilmektedir. Devlet bu kadar kalabalık, güçlü, onurlu bir örgütle başa çıkamadığı için iş birliğine girişmiştir. Çoğu faaliyetine göz yumulur. Tabii ki Yakuza’nın sadece Japonya’da iş yaptığını düşünmek komiktir. Bütün uzak doğu'da faaliyet gösterir. ABD’deki mafyalarla yakın ilişki içindedir. Bir Yakuza, içinden kesinlikle çıkılamayacak bir duruma düştüğünde, işkence göreceğini ve ağzından zorla laf alınacağını gördüğünde dişleriyle dilinin altındaki damarı sertçe ısırarak intihar eder.

"Yakuza" deyimi Hanafunda (çiçek kağıtları) adlı bir tür kart oyunundaki en kötü sonuç olan 20 sayısından türetilmiştir.toplamı 20 sayısını veren üçlü kağıt kombinasyonunun (8,9,3) Japoncasıdır Yakuza.

"Yubitsume" denilen serçe parmağını kesme ise bir hata yada suçu affettirmek için yapılır ve bağlılığın simgesidir. Vücuda delicesine yapılmış dövmeler ise bir çeşit mertlik ve cesurluk gösterisidir. Tamamı aşırı sağcı olan Yakuza aileleri çok katı bir şeflik sistemine göre örgütlenir
Continue reading

thumb2

Blog Günceli

- - Serhat Gülaştı

Evet bayağı zamandır karşınıza yeni yazılarla çıkmıyorum fakındayım.

Ama elimde değil işte, buluşmalar, anime, okul, sınavlar falan derken.

Bayağı zamandır boşladım blogu, ve artık elimden geldiği kadar güzel yazılarla bu sayfaları donatmaya çalışacağım. (İlk sınavlar biter bitmez)

O zamana kadar biraz buralara daha az uğrayacağım kusura bakmayın :D

O zamana kadar, iyi günler!

Biterken Çalıyordu:

Continue reading

thumb2

Fansub Günceli

- - Serhat Gülaştı

Hop ben geldim!

Evet size yeni bir fansub kuracağımı söylemiştim ki hızla gelişiyor olayımız. Şu anki durumumuz ise biraz değişik;

Şu anda 4 çevirmen ve 1 encoder(imsi)yiz. Fansub grubunun adı NyanSub ve afişi şu;


Ancak bir problemimiz hâlâ devam ediyor: ÇEVİRECEK SERİ BULAMIYOZ LAN :(

Not: Sanırım manga çevirisi de olacak (Ben çevireceğim). Ve herhalde K-On!!'u baştan sona doğru (3. ve 4. ciltler dahil) alacağım.
Biterken Çalıyordu:



Continue reading

thumb2

Van'da ki deprem hakkında

- - Serhat Gülaştı

Van'da bugün saat 13.00'da oluşan depremi yeni duymuş bulnmaktayım.

Ölen kişilerin ailelerine sabır, yaralı kişilere ise direnç diliyorum...

Biterken Çalıyordu:

Continue reading

thumb2

Agh >.<...

- - Serhat Gülaştı

Sevgili okur...

Sen bu yazıyı okurken ben çok uzaklarda olamayacağım, çünkü üzerinize afiyet üşütmüşüm ve her tarafım ağrıyor.

Niye bu yazıyı yazma ihtiyacı duydum?..

Bilmiyorum sanırım rahatsızım >.<

Biterken Çalıyordu:
Continue reading

thumb2

Kitaplığımın Karşısında...

- - Serhat Gülaştı

Yarın bir arkadaşımın doğum günü... Eh bir hediye almam gerekiyor... Param da kalmadı annemden borç alıyorum FFFUUUUUUU-... Buldum! Kitap Götürebilirim! Kitaplığıma bakayım en iyisi.

"Sayı Şeytanı" diye bir kitap beliriyor birden gözümün önüne, hırpalanmış, kenarındaki cildin birazı kopmuş, ahh... Anılarım canlandı, Matematik sevgimin temel taşlarından biri bu kitaptı. En 10 kere okuyup bitirmişimdir. Çok severdim. Küçükken yanımdan ayırmazdım...

Daha sonra "Yerim Seni ÖSS" diye bir kitap gördüm, okula filan çok götürürdüm hatta arkadaşlar kitabın şekline bakıp çok tuhaf derlerdi :D. Yanında bir tane şeker vardı. O şekerin özelliği bir süre dikkati daha da arttırmasıy"mış". Hatta 7. sınıf SBS'sine o şekeri yiyerek gitmiştim...

"Taşların Seçimi" diye bir kitap daha çarpıyor gözüme, kapağı biraz kırışmış. 16 yaşındayken yazmış bunu yazar. Ama öyle akışkan bir biçimde  anlatmış ki sanırsınız ki Ed Greenwood'un akrabası...

Bir bakıyorum "Anne-Baba Eğitme Kılavuzu" diye bir kitap var karşımda. Aha! 2. sınıfta babama yalvarmıştım bu kitabı alması için babam kabul etmemişti. Ama gece yatağımı açtığımda o kitap karşımdaydı. Çok sevinmiştim...

Şu anda "Temel Reis ıspanağı yoğurtsuz yer" diye bir kitaba bakıyorum. Eskiden çok sevdiğim bir yazar olan Yalvaç Ural'ın köşe yazılarından derlenmişti. 2. sınıfta komşularımızla Gülhane'deki Ramazan Eğlencelerine girmeden önce kitabı elime vermişti babam. Hatta kurstan çıkışta Yalvaç Ural'dan imza almak için koştura koştura Fındıkzade'den Dolmabahçe sarayına koşturduğumuzu hatırlarım :3...

"Eğlenceli Matematik"??... Hatırladım! Serkan Büyükkeçeci yazmıştı bunu. Bu adamda benim Matematik sevgimde çok büyük ölçüde yer almıştır. Hatta 23 Nisan'da Parkorman'dan bu kitabı aldıktan sonra eve geldik. Ailem arabayla başka bir yere gitti ve sonuç... Araba kaza yapmış, yaralı filan yoktu çok şükür ama ön-sol taraf içeri göçmüş bir güzel...

"Öldürücü Matematik" matematiği çok güzel anlatırdı.Benimküçükdostlarımıokuldanaldırmışlardı...

Derken anılarımın arasında uyuya kalıyorum ve annem beni kaldırıp yatağıma gönderiyor...

Acaba diyorum, eskisi kadar kitap okumuyormuyum?

*Bu yazıyı kitap okumam için her türlü teşviği vermiş olan Babam'a ve anılarımı tekrar yaşamamı sağlayan Onur'a ithaf ediyorum...


Biterken Çalıyordu:

Continue reading

thumb2

Yakında

- - Serhat Gülaştı

Nasıl yazılar sizi bekliyor aha aşağıda:

ANİME İNCELEMELERİ

  1.  Digimon Savers
    Bir Digimon'dan yediğim en güzel dayak bu
     
  2. K-On!!
    KyoAni'nin Moé saldırısı! 
  3. Arakawa Under the Bridge
    (a.k.a. Köprü altı tımarhanesi) 
  4. Baka to Test to Shoukanjuu
    Kendi kendiyle dalga geçebilen anime!
  5. Katekyo Hitman Reborn
    Her şey aile için! 
  6. Ouran High School Host Club
    Tuhaf okulun tuhaf kulübü 
  7. Toradora!
    Kaplan, Ejderha'ya karşı! 
  8. Working!
    Burası restoran değil tımarhane! 
  9. Hetalia Axis Powers
    Ülkelerin(?!) hikayesi...
  10. Kimi to Boku.
    Bu bir Slice of Life animesidir...


Biterken Çalıyordu:
Continue reading

thumb2

Hangi site ne boka yarıyor?

- - Serhat Gülaştı

Efenim şincik etrafta tonla sosyal medya sitesi var ve hemen her biri farklı bir işlevi görüyor. Sosyal medya'da sadece Facebook'la sınırlı kalmak istemiyorsanız fenerimi sosyal medya sitelerine (ve biraz da başka kullanışlı sitelere) tutuyorum...

Twitter: Facebook'un en iddialı rakibi bana göre Twitter'dır. Anlık durum güncellemesi yapabiliyorsunuz ama sadece 160 harf ile sınırlısınız. Yani şöyle ki sayfa olayı filan yok sadece yazı var, bu da Twitter'ın amelelerden oluşmadığını daha entellektüel bir havası olduğunu gösteriyor...

Youtube: Daha fazla söze gerek var mı? Dünya'nın en büyük video paylaşım sitesine üye oluyorsunuz ve videolarını tüm Dünya'yla paylaşıyorsunuz. Eğer paylaşacak video yok diyorsanız üye olmanıza da gerek yok...

Steam: Aslına bakarsanız Steam hem bir oyun platformu hem de oyun marketi. Ayrıca Steam'dan satın aldığınız oyunlardaki başarımlarınızı filan da diğer arkadaşlarınızla paylaşabiliyorsunuz. Pek şükela bir site...

Formspring: Bu site biraz daha değişik. İstediğiniz kişiye soru sorabiliyorsunuz ve o da size cevap veriyor ve ya aynı şey sizin için de geçerli. Ayrıca Facebook ve ya Twitter hesabınızla da siteye bağlanabiliyorsunuz.

MyAnimeList: Aslında bu siteye animecilerin Facebook'u gibi bir şey diyebilirdik ama değil. Hangi anime de kaçıncı bölümde kaldığınızı, hangi animeleri bitirdiğinizi, anime planınızı tutuyor ve bu listeyi tüm dünyayla paylaşıyorsunuz. Aynı anda birden fazla seriyi takip edenler için çok güzel bir site. Ayrıca geniş bir foruma sahip ve Dünya'nın en geniş anime veri tabanı burada
 
Last.fm: Ne zaman hangi müziği dinlediğinizi paylaşıyor. Peki bunu nasıl yapıyor? Ya internetten ücretli olarak Last.fm radyolarını dinleyeceksiniz ya da bilgisayarınızda kulladığınız medya oynatıcıya Last.fm eklentisini kurup programın skroplayıp sizin profilinize yollamasını bekleyeceksiniz.

Grooveshark: Efenim bu bir sosyal medya sitesi değil ama çok ama çok başarılı bir bulut müzik oynatıcısı ve ben evde iş yerinde sürekli bu oynatıcıyı kullanıyorum. İnternetteki müzik arşivinden istediğinizi seçip onunla playlistler oluşturabilir ve onları sitenize ekleyebilirsiniz (bkz. Yandaki müzik kutusu). Ve müzikler de çok kaliteli sese sahip. Fizy'den kesinlikle daha iyi bir alternatif.

Evet aklıma gelen siteler bu kadar. Aklıma daha geldikçe onları da ekleyeceğim...

Biterken Çalıyordu: 


Continue reading

thumb2

Serhat Gülaştı 1. Geleneksel (?!) Anime Ödülleri

- - Serhat Gülaştı

Dünya'nın en prestijsiz anime ödülü olan "Serhat Gülaştı Anime Avards" ödüllerini dağıttı. Tamamen kişisel düşüncelerine bakarak ödül veren tek kişilik konseyin yayınladığı ödül töreni ahan da şöyle:


Not: Bu video'yu tamamen Windows Movie Maker ile yaptım... Hakketen söper olmuş...
Dipçik not: Okullar açılana kadar bu törenin 2. versiyonunu koyacam meraklanmayın u.u

Continue reading

thumb2

Anime? O kim lan?

- - Serhat Gülaştı

Selamlar sevgili Ne Diyom Lan Ben? okurları...

Bugün ilk yazacağım yazıda sitemizin genel olarak konu alacağı şeyi, yani animleri konu alacağız.

"Anime nedir? Yenilir mi? Nasıl bir şeydir?" diye sormanıza gerek yok bütün her şeyi açıklayacağım. Açıklanmayan hiçbir şey kalmayacak...

Anime nedir?
Şimdi animeleri şöyle açıklayalım. Halk dilinde "Japon çizgi filmi" denilen şeylerdir animeler. Ama buraya dikkat! Kabaca anime "Japon çizgi film SANATI"dır. "Sanatı" kelimesini vurguladım çünkü bu Dünya'da sadece bir kaç ülkenin kabul etmemiş olduğu (biri de Türkiye) bir sanat. Çokuklar için Beyblade gibi animeler olabileceği gibi, büyükler için de animeler vardır. Zaten bakarsanız çoğu animenin PG-13 (13 yaş sınırı) ibaresine sahip olduğunu görürsünüz.

Anime'nin tarihçesi
Bu yazıyı anime'nin ne olduğu hakkında bilgisi olmayan insanlar için yazdığımdan fazla kafanızı karıştıtmadan kısa keserek anlatıyorum. II. Dünya Savaşı sonrasında Osamu Tezuka, Disney'in çizgi filmlerinden etkilenip kendi kısa animasyonlarını yapmaya başladı. Osamu Tezuka'nın izinden gidenlerle birlikte anime akımı oluştu...

Yeni başlayacaklara pirofüsürden tavsiyeler
1. Saçma düşünceleri bırakın!: Animeci olmak istiyorsanız ilk önce "Animeler çocuk işidir" düşüncesini aklınızdan çıkartın!
2. Çevrenize kulak asmayın!: Sizi anime izlerken görüp te "O ne lan bu yaşta çizgi film mi seyrediyon" diye başlayan laflara kulak asmayın. Eğer asarsanız zaten animeyi otomatikman bırakmış olursunuz. Anime izlememek onların kaybı...
3. Birkaç animeci arkadaş edinin: Burası çok önemli. Çünkü bir yerden sonra asosyal olabilirsiniz. Facebook'ta beni eklerseniz size animeci arkadaşlar önerebilirim. Tabii yakınınızda animeci arkadaşlarınız da olmalı. "İyi de benim yakınımda animeci yok ki" diyorsanız bir sonraki madde özellikle sizin için...
4. Anime buluşmalarına, etkinliklerine katılın: Anime buluşmaları, animecilerin sosyalleşmek için bir numaralı fırsatlarıdır. Eğer animeci arkadaşım yok diyorsanız bu buluşmalar size ilaç gibi gelebilir.
5. Cosplay Yapın: Tamam bu pek şart değil. Çünkü cosplay yapabilen var yapamayan var (3 aylık çalışmamı ToruCon'a yatırıyom lan TT.TT).

Evet kısaca sizi animeciliğe hazırladım. Daha fazla sorunuz varsa Facebook adresimden beni dürtebilir, Twitter'da beni tivitleyebilir, Formspring'te soru yağmuruna tutabilir, hiç olmadı mail atabilirsiniz.

Ben müsadenizle kaçıyorum iyi günler :3...
Continue reading

thumb2

İlk yazı...

- - Serhat Gülaştı

Oh bee sonunda kendime ait bir alanım oldu hele şükür...
Abi koltukları şuraya koyalım


Efenim önceki olan blogum Agresif Dinozor öyle kalacak ama yazı filan girmeyecem burası daha güzele benziyor çünkü. . u.u

Siteyi açtığımdan beri kaç kez site değiştirdik sayısını unuttum ama...

Neyse bu sefer sürekli olacak çünkü Mart ayında Agresif Dinozor gidecek (beleşe almıştım ondan) ama eski azılarımı sırasıyla buraya alacam ki heba olmasın çok uğraştım onlar için.

Neyse efenim, dükkanın kapanmasına 15 dakika var daha hiç bir şey hazır değil ve 15 dakika içinde dayımlara iftar için gitmem gerekiyor.

Bir sonraki yazıda görüşmek üzere...

Serhat Gülaştı
Continue reading

Browse by Topic